
Asla tek görmedim onları, yemek saatlerini kaçırmaksızın camda beklerler. Kurulu saatleri mi var nedir bu hayvanların. Bana alıştılar sanırım eskiden camı açınca uçuşup kaçarlardı. Şimdilerde çok fazla uzağa uçma ihtiyacı hissetmiyorlar. Sanırım onlara zarar vermeyeceğimi anladılar. Bazı günler geç kalıyorlar yemeğe, hemen meraklanıyorum, camı açıp bir ıslık çaldım mı nerdeyseler çıkıp geliyorlar. Çok alıştım ben bu Çokomel’le Çokoprens’e.
Eve geliş gidiş saatlerimi bile öğrenmişler. O saatlerde mutlaka camda beklerler. Bazıları karşısındakini aşağılamak için “kuş beyinli” der, çok kızarım, bu söz benim kumrucuklarım için söylenmiş olamaz. Hafta sonları geç kalkarım. Onlarda bunu bildiklerinden midir nedir asla erkenden gelmezler gelseler de öyle beklerler, gıkları çıkmaz. Akşam hava karardıktan sonra ortalıkta göremezsiniz onları, karanlığa kalmadıklarını bildiğimden ben de yemlerini mutlaka hava kararmadan koyarım. Eğer biraz havanın kararmasına yakın koyduysam hemen aceleyle yiyip uçup giderler. Bir gece evin önündeki akasya ağacının dalına tünemiş uyurken gördüm onları. İyice birbirlerine sokulmuşlar gagaları kanatlarının altında. Ama tedirgin oldukları her hallerinden belli, etraftan gelebilecek tehlikeye karşı nasılda savunmasızlar. Canlarım benim yaaaa. Ertesi sabah daha ben uyanmadan gelmişler yine cama, kendimi çok şanslı hissediyorum. Büyükşehirde koca koca taş binaların arasında sabahları hala kuş sesiyle uyanabiliyorsam gerçekten çok şanlıyım ben. Bazen benim Çokomel’le Çokoprens’e birkaç serçe de eşlik eder. Onlarda nasiplenirler birkaç buğdaydan. Anlam veremediğim bizim çifte kumru o serçeleri çocukları gibi kollayıp ses çıkarmazken, gelen diğer kumruları deli gibi kovalarlar. Ama bazen de hiç ses çıkarmazlardı, kesin gelenler arkadaşları derdim kendi kendime. Hiç dikkat ettiniz mi bilmiyorum, kumrular hep çift dolaşırlar. Bir yerlerde okumuştum kuşlar arasında en sadık olanlarıymış. Eşleri ölünce asla başka kumruyla çiftleşmezmiş. İnsanlar bile eşleri varken başkalarıyla birlikte olurken, hayvan dediklerimiz eşi ölünce bile başkasına bakmaz, olacak şey mi bu Allah’ım. Nasıl bir sevgi.
Her sabah akşam kumrularım yemlerini yer giderdi. Kaç zaman geçti, ne kadar oldu bilmiyorum, günlerden bir gün Çokoprens tek geldi. Bir iki yemi zorla yiyip gititi, pek keyifsizdi, bir terslik olmalıydı. İşe gitmek için evden çıktım. Ağacın dibinde Çokomel’i gördüm öyle yere düşmüş yatıyordu. Çokoprens’in keyifsizliği belli oldu eşi ölmüştü. Artık tekti. Hemen bir mendille kaldırdım yerden, sonrada ağacın dibini kazıp gömdüm. İçim tuhaf olmuştu, o gün çok keyifsiz

0 yorum:
Yorum Gönder