Çokomel'le Çokoprens'in aşkı...


Odamın camına ilk ne zaman gelmeye başladılar bilmiyorum. Ama her gün camıma bir çift kumru gelir. Ben onlara Çokomel ve Çokoprens diyorum. Saksıya tüneyip ikisi de perdemi açmamı, onlara yem vermemi beklerler. Eğer sabah biraz geç kalsam hemen guguklamaya başlarlar, “hadi kalk bak biz geldik doyur bizi” diye. Yatağımdan kalkar kalkmaz hemen yemlerini koyarım, saksının altına koyduğum büyük altlığada su bitmişse su ilave ederim. Bir güzel yemlerini yerler sonra sularını içip çıkarlar tekrar saksıya. Hava güneşliyse eğer değmeyin keyiflerine, onlardan iyisi yok. Önce bir süre göbeklerini toprağa göme göme yatarlar. Sonra başlarlar birbirlerini gagalayarak temizlemeye. İlk önce biri diğerinin başını gagalar, boynunun altını gagalar. Diğeri o sırada öyle güzel durur ki, başını sağa sola çevirir şurayı da temizle der gibi. Seyrederken mest olurum. Nasıl bir aşk nasıl bir sevgi bu böyle diye. Onun temizlik işi bittimi sıra diğerine gelir başlar o eşini temizlemeye. Temizlik bitince yan yana saksının kenarında oturup etrafı seyrederler bir süre.
Asla tek görmedim onları, yemek saatlerini kaçırmaksızın camda beklerler. Kurulu saatleri mi var nedir bu hayvanların. Bana alıştılar sanırım eskiden camı açınca uçuşup kaçarlardı. Şimdilerde çok fazla uzağa uçma ihtiyacı hissetmiyorlar. Sanırım onlara zarar vermeyeceğimi anladılar. Bazı günler geç kalıyorlar yemeğe, hemen meraklanıyorum, camı açıp bir ıslık çaldım mı nerdeyseler çıkıp geliyorlar. Çok alıştım ben bu Çokomel’le Çokoprens’e.
Eve geliş gidiş saatlerimi bile öğrenmişler. O saatlerde mutlaka camda beklerler. Bazıları karşısındakini aşağılamak için “kuş beyinli” der, çok kızarım, bu söz benim kumrucuklarım için söylenmiş olamaz. Hafta sonları geç kalkarım. Onlarda bunu bildiklerinden midir nedir asla erkenden gelmezler gelseler de öyle beklerler, gıkları çıkmaz. Akşam hava karardıktan sonra ortalıkta göremezsiniz onları, karanlığa kalmadıklarını bildiğimden ben de yemlerini mutlaka hava kararmadan koyarım. Eğer biraz havanın kararmasına yakın koyduysam hemen aceleyle yiyip uçup giderler. Bir gece evin önündeki akasya ağacının dalına tünemiş uyurken gördüm onları. İyice birbirlerine sokulmuşlar gagaları kanatlarının altında. Ama tedirgin oldukları her hallerinden belli, etraftan gelebilecek tehlikeye karşı nasılda savunmasızlar. Canlarım benim yaaaa. Ertesi sabah daha ben uyanmadan gelmişler yine cama, kendimi çok şanslı hissediyorum. Büyükşehirde koca koca taş binaların arasında sabahları hala kuş sesiyle uyanabiliyorsam gerçekten çok şanlıyım ben. Bazen benim Çokomel’le Çokoprens’e birkaç serçe de eşlik eder. Onlarda nasiplenirler birkaç buğdaydan. Anlam veremediğim bizim çifte kumru o serçeleri çocukları gibi kollayıp ses çıkarmazken, gelen diğer kumruları deli gibi kovalarlar. Ama bazen de hiç ses çıkarmazlardı, kesin gelenler arkadaşları derdim kendi kendime. Hiç dikkat ettiniz mi bilmiyorum, kumrular hep çift dolaşırlar. Bir yerlerde okumuştum kuşlar arasında en sadık olanlarıymış. Eşleri ölünce asla başka kumruyla çiftleşmezmiş. İnsanlar bile eşleri varken başkalarıyla birlikte olurken, hayvan dediklerimiz eşi ölünce bile başkasına bakmaz, olacak şey mi bu Allah’ım. Nasıl bir sevgi.
Her sabah akşam kumrularım yemlerini yer giderdi. Kaç zaman geçti, ne kadar oldu bilmiyorum, günlerden bir gün Çokoprens tek geldi. Bir iki yemi zorla yiyip gititi, pek keyifsizdi, bir terslik olmalıydı. İşe gitmek için evden çıktım. Ağacın dibinde Çokomel’i gördüm öyle yere düşmüş yatıyordu. Çokoprens’in keyifsizliği belli oldu eşi ölmüştü. Artık tekti. Hemen bir mendille kaldırdım yerden, sonrada ağacın dibini kazıp gömdüm. İçim tuhaf olmuştu, o gün çok keyifsiz ve mutsuz bir gündü benim için. Akşam olmak bilmiyordu sanki. Eve geldim Çokoprens camdaydı hemen yem koydum bir iki gagalayıp uçtu gitti. Bir iki gün daha geldi gitti, en son yem yediği gün uzun uzun oturdu camda. Ertesi gün gelmedi, bir sonraki, bir sonraki gün de yoktu. Ben yine de aynı saatte hep yem koydum ama nafile Çokoprens gelmiyordu artık. Şimdi sabahları camıma yine bir çift kumru geliyor, onlarda ne zaman gelmeye başladılar hatırlamıyorum. Benim yeni Çokomel ve Çokoprens’im. Sanki eski kumrular bunlar aynı saksıda, aynı saatte camda bir çift kumru. Neşe içinde öpüşüp koklaşıyorlar. Bazen acaba rüya mı görüyorum diyorum, Çokomel ölmedi, Çokoprens de gitmedi mi yoksa? Gerçi ben bu filmin sonunu biliyor gibiyim. Bir sabah yine birisi tek gelecek, sonra öbürüde gelmeyecek. Sonra başka kumrular, hep başka kumrular. Ta ki bir sabah benim perdem açılmayana kadar…

0 yorum:

Yorum Gönder

Hakkımda

Gezmeyi seven, hayvan sever, kedi delisi...

İzleyiciler

 

POSEIDON ♣ ♣ ♣ Mamanunes Templates ♣ ♣ ♣ Inspiração: Templates Ipietoon
Ilustração: Gatinhos - tubes by Jazzel (Site desativado)